.

.

NE İŞİM VAR HONDURAS' DA ???






     Honduras Orta Amerika da fakirlikten kırılan, kendi halinde küçük bir ülke.  Roatan ise Honduras'ın Atlantik kıyısına yakın üç adasından biri. Roatan'ı gördükten sonra Guanaja ve Utila adındaki diğer iki adayı görmenize pek gerek yok zira bu adaların hepsi birbirine çok benziyor. 1997 yılında ilk kez Roatan'ın French Harbour limanına geldiğimde sadece tropik ormanlarla kaplı tepelerde ağaçlar içinde pencereleri bile olmayan bizim gecekondu tarzında küçük evler ve bir iki devlet binası dışında hiç birşey yoktu. Gerçi liman da pek yoktu ama yakın zamanda yeni bir liman yapılmış ve gelen gemileri karşılayan folklorik yerli dans ekibi ve Çin malı saçma hediyelikler satılan dükkanlar da unutulmamış.  Geçen zamanda lüx kurvaziyerlerin buraya ziyaretlerini artırmasıyla ada daha fazla gelişmiş ve gecekondu tarzında, penceresi ve kanalizasyonu olmayan birçok ev daha inşa edilmiş. Her ne kadar kendi web sitelerinde cennet bir ülke ve mutlu ada yerlileri fotoğrafları olsa da sokağa çıkıp rahatça dolaşabileceğiniz bir yer değil. Sokaklarda (gerçi fazla bi sokak yok, sahil boyunca ilerleyen bir cadde ve yamaca doğru bir iki ara sokak) yürürken turist olduğunuz anlaşılırsa sizin için pek güvenli olmayabilir. Birlikte çalıştığımız Honduraslı arkadaşlarla sohbetlerimizden kendileri Honduraslı olmalarına rağmen suç örgütlerinin hedefine girmemek için fazla lüks harcama yapmadıklarını, yeni araba veya ev alırken gizli tuttuklarını öğrendim. Hatta kendisini fahri Honduras Fenerbahçeliler Derneği Başkanı ilan ettiğimiz Jose Avila isimli arkadaşımın bundan yaklaşık 6 yıl önce haraç vermeyi reddettiği için iki kardeşi de bir çete tarafından infaz edilmişti. Ayrıca adada isimleri Arzu veya Osman olan yerlilerle karşılaşmak sizi şaşırtmasın zira ada da sıkça rastlanan isimler sebebini şu anda tam olarak hatırlayamıyorum fakat bir zamanlar tütün veya muz ticareti için ülkemizden adaya göç eden Musevi vatandaşlarımızla bir ilgisi olduğu gibi bir bilgi aklımda kalmış.

    Neyse; Honduras Hispanik bir koloni olduğundan konuşulan ana dil İspanyolca fakat adada aynı zamanda İngilizce de yaygın olarak konuşuluyor. Bir de bu Kolomb denen salağın zamanında getirdiği kölelerin torunlarından oluşan ve Caracoles olarak adlandırılan siyahi nüfusun dilleri ile İspanyolcanın ve İngilizcenin karışımından oluşan native dilleri var. Ben İngilizce ve İspanyolcayı gayet iyi anlamama rağmen bu herifler o dili konuştukları zaman hiç bir bok anlamıyorum.

    Roatan'a dönersek çok fazla bir tarihleri olmadığından, gidip görülecek tarihi bir mekan da yok. Efenim yerel tatlar tadalım, değişik mutfakları damağımızda örneklendirelim diyorsanız bir kilo muz alıp evinizde oturup televizyon seyrederken veya Google görsellerden cennet Roatan fotoğraflarına bakarken yemeniz şiddetle tavsiye edilir. Zira adada gidilecek ve yemek yenecek çok fazla restaurant yok. Zaten adamların yemek kültürü de yok. Buldukları sebze ve meyveleri (genelde patates ve plantain diye adlandırılan büyük ve tatsız tuzsuz muz) ellerindeki balık veya diğer etlerle su içinde pişirip yemelerine dayanan bir mutfakları var. Bu kadar güzel ve bol deniz ürününün bu kadar kolay mahvedildiğini gördüğüm ender ülkelerden biri Honduras. En iyi restaurantlardan biri dedikleri bir yere gittiğimde masa ve sandalyelerin plastik olduğunu ve binanın altından kanalizasyon aktığını gördüğümde Honduras ta lokal yemek yemenin pek akıl karı olmadığını anladım.

    Roatan da yemek için en akıl karı tercih; gayet güzel uzun tropikal bir plajın bulunduğu, şehir merkezine nazaran çoğunluğu yabancılara ait lüx villaların ve otellerin bulunduğu West End. West End e gidince 21.Yüzyılda emperyalizmin bir ülkenin kanını hala nasıl emdiğini gayet açık ve net görebilirsiniz. Zira buraya yapılan evlerden sadece birine harcanan para ile Roatan adası yerlilerinin yaşadığı bütün o berbat evler tamir edilip düzeltilebilir sanırım. 

    Neyse o kahrolası pis fakirleri kendi hallerine bırakıp eğlenmemize bakalım. West End gayet güzel bir plaja sahip ve eğer giderseniz kalabileceğiniz yegane oteller burada. Yemek mevzuuna geri dönersek buradaki otellerin sahildeki restaurantların da özellikle gündüzleri yemek yemenizi önermem. Biz en son otellerin birinde balık yemiştik veya yemeye çalıştık. Çünkü sahildeki sineklerden yemek yiyebilmeniz pek mümkün değil. Bu anlattıklarımdan sonra siz eğer Roatan'a giderseniz mümkünse hiç yemek yemeden dayanabildiğiniz kadar dayanıp bir an önce buradan ayrılın:D:D 

    Yanlız hakkını vermek lazım West End gerçekten karpostal güzelliğinde bir plaja sahip. İncecik bembeyaz kumu ve tertemiz turkuaz denizi ile bir Karayip cenneti görüntüsü veriyor. Bu arada çektiğiniz fotoğraflarla"bak ben Karayipler de Hondurasa gittim aman şöyle güzel aman böyle cennet" gibi yalanlarla memleketteki arkadaşlarınızı kandırabileceğiniz gayet güzel bir mekan. Sadece bu plaj için 14 saat uçuşu ve bu uçuş için tonla para harcamayı göz önüne alıyorsanız size tatil için Roatan'ı şiddetle tavsiye ederim. Aşağıda da bu plajda çekilmiş bir iki fotoğrafımızı görebilirsiniz. 

    Bu arada Honduras dünyanın sayılı puro üretici ülkelerinden biri. Tütünleri çok kaliteli ve eğer puroya düşkünseniz buradan puro almanızı öneririm. Puroları çok kaliteli ve gayet ucuz. Bir diğer gelirleri de muz üreticiliği fakat muz almak için oralara gitmenize gerek yok zira evinize en yakın marketten, manavdan veya pazardan Honduras'tan ithal edilmiş muzları istemeseniz de alıp yemeniz mümkün. 

    Roatan ile ilgili izlenimlerim şimdilik bu kadar. Belirtmek isterim ki yukarıda yazdıklarım herhangi bir bilgilendirme, eğitim, tanıtım, seyahat yazısı amacı taşımadığı gibi hepsi tamamen kendi şahsi gözlemlerimden doğan fikirlerimdir. 

Bir sonraki durağımızda buluşmak üzere....


Recep Akar

No comments

Powered by Blogger.